Online Destek: On
Online danışmanlık
E-Mail Giriniz:  
Şifreniz         
  • Anasayfa
  • Haberler
  • Makale
  • Forum
  • Dosyalar
  • Yazarlar
  • İlanlar
  • Pano Yazıları
  • İletişim
  • Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?
    Evet giymesi gerekir % 19
    Hayrı giymemesi gerekir % 75
    Fikrim Yok % 7
    En Son Eklenen Fotoğraflar
    Tamamı >>
  • En Son Eklenen Videolar
    Tamamı >>
  •    
    Köşe Yazarları

    DELİ SUYU / Muhammet TUNCA

    2013-11-21 00:21:31 - Bu haberi 302705 kişi okudu.
    DELİ SUYU

    Sevgili dostlar; bir deli suyu hikayesi vardır, bilmem bilir misiniz? Hani derler ya “bilen bilir” ama ben yine de bilmeyenler için kendi uyarladığım GDO’lu bir versiyonunu sizlerle paylaşmak istiyorum.


                                                      *   *    *


    “Ülkenin birinde bir köy vardır ve bu köyde, köylünün içme suyunu da sağlayan bir dere vardır. Bu dere nedendir bilinmez bir gün bir değişime uğrar ve bu dereden her kim su içerse delirir. İnsanların delirmesi bir yana, deliren bu insanlar delirmemiş olanlara deli gözüyle bakmaya başlarlar ve türlü baskılarla deli suyundan içmeyenleri bu sudan içmeye zorlarlar.  Köyün bilge şahsiyeti ne yaptı ne ettiyse fayda vermez; delirenler deliliklerini kabullenmez ve en sonunda bilge adamı da deli suyundan içmeye mecbur bırakırlar. Sonuçta delilerle akıllılar yer değiştirmiş olur ve koca köyde delirenleri tedavi edecek bir akılı bile kalmadığı gibi deli suyunu içenler yayıldıkça yayılır ve koca ülke delirmiş insanlarla dolar. Kendilerini gerçek akıllılar sanan bu deliler kendi delilikleriyle yok olup giderler.”


                                                      *   *    *


     Kıymetli pederim önemli bir konudan bahsedeceği zaman sözlerine hep şöyle başlar: “Şimdi bakın gençler, size kitabın ortasından bir laf edeyim…”


    Sevgili dostlar ben de biraz kitabın orta yerinden konuya giriş yapayım ve nerden çıktı bu deli suyu hikâyesi diye serzenişte bulunanlar için de biraz konuyu derinleştireyim.


    Yaşadığım her günüm bir öncekine göre biraz daha garipsediğim, anlamlandıramadığım bir hal alıyor. Kendimi, deli suyu içmiş insanların yaşadığı bir dünyada akıllı olarak geçinmeye ve belki de direnmeye çalışıyor halde buluyorum. Mesela aracımla seyir halindeyken, yolun ortasından gelen başka bir sürücüyü uyarmak için kornaya bastığımda, karşımdaki şahsiyetin el kol hareketleriyle bana, ben suçluymuşum gibi bir yaklaşımda olmasını çok garipsiyorum. Kendi yol güzergâhıma bakma gereği duyuyorum; acaba yolun ortasında seyreden gafil, dikkatsiz insan ben miyim diye? Kendi yolumda, hatta biraz da şarampolde seyrettiğimi gördüğümde ise kendimi deli suyundan içmemiş azınlık olarak görüyorum maalesef.


    Yaya olarak yaya geçidinden geçemiyor olmamı çok garipsiyorum mesela. Bir türlü durmayan, yavaşlamayan ve hatta yaya geçidine yaklaştıkça hızlanan araçları gördüğümde; yaya geçidi kavramının bile var olduğundan şüphe eder hale geliyorum. Arabasına binen bir sürücü için yayalarla ilgili herhangi bir kuralın, varsa bile aracın dışında kaldığı hissine kapılıyorum.


    Hatta aracımla yaya geçidinde durup yayalara yol verdiğimde bile yayaların boş ve anlamsız bakışları; “yahu bu adam niye durdu” der gibilerden tavırları, aracımın arkasına yanaşan diğer sürücülerin bitmek bilmeyen kornaları, geçmişte öğrendiğim birçok şeyi sorgulamama sebep oluyor haliyle. Yanlış bende mi yoksa benden gayrisinde mi? Deli suyunu acaba ben mi içtim yoksa diğer insanlar mı?


    Cumartesi günleri, ilçe pazarına inip alışveriş yaparken, malzemeyi ve para üstünü aldıktan sonra satıcı arkadaşlara “hayırlı işler, kolay gelsin” dememe rağmen karşılığını alamadığım her seferinde; aileme ve öğretmenlerime kızar hale geliyorum. Hani böylesi altın sözler insanların arasındaki iletişimi daha güzel bir hale getirecekti diyorum kendi kendime. Yıllarca inandığım bu gerçekler yoksa gerçek değil miydi? Yıllarca ben mi yanlış yapmıştım yoksa yıllar yılı insanlar deli suyu içmeye mi başlamıştı!


     


    Filanca kargo firmasına gidip bir eşyamı yakınıma yollayacağım zaman görevli arkadaşa “aman dikkat edin kırılacak eşya var içinde.” Dememe rağmen, paketimi diğer paketlerin bulunduğu kutunun içine fırlatmasını acı gözlerle izlemek zorunda kaldığımda ve “biraz dikkat edin” dediğimde ve bunu nazikçe söylediğimde aldığım cevabın karşısında yıkıldığımı itiraf etmeliyim. “Beyefendi, burası kargo, eşyanıza en iyi ben muamele ediyorum…”


    Kızıp bağırıp çağırmak istiyorum ama öylece kalakalıyorum.


    Korkuyorum.  Görevliden mi? Hayır.  Şiddetle karşılık alacağımdan mı? Hayır. Korkuyorum, çünkü; ya oturduğu koltuğun yanından bir şişe deli suyu çıkarır da “beyefendi siz deli misiniz? Yoksa bu sudan hala içmediniz mi!” der diye korkuyorum.


    Sevgili dostlar çoğu zaman kendimi  “Resident evil” tadında bir zombi filmi içindeymiş gibi hissediyorum. İnsanlardan aldığım ve deli suyu içmelerine yorduğum pek çok dönüt, maalesef insan yığınlarının arasında yapayalnız, kalabalığın içinde kalabalıktan uzaklaşan bir insana dönüşmeme sebep oluyor sanırım.


    Yaşadığım deli suyu vakalarından paylaştıklarımın, tüm yaşadıklarımın yanında maalesef, küçük zerrecikler olarak kaldıklarını bilmenizi istiyorum.


    İşin özü sevgili dostlar, deli suyu içmiş insanın gözünde; gülümsemenin, birbirine hoş sözlerle hitab etmenin, selam vermenin, özür dilemenin, trafik kuralarına uymanın, insanların haklarına saygı duymanın, hatta bu hakları savunmanın, doğruyu her yerde söylemenin, insanları hiçbir fark gözetmeksizin kabul etmenin, gerçek sevginin var olabileceğine inanmanın, karşılık beklemeksizin insanlarla muhabbet edebilmenin, bir şeyler paylaşmanın…, vesaire delilik olduğu bu dünya düzeninde ben deliysem kabul ediyorum.


    Deli suyu içmeyenlerin olmadığı bir dünyada yaşamaya da mecbursam, yaşarım. Kolay olan deli suyu içmek ve bu durumu kabullenmekse bile, bunu kabullenmeyi şiddetle reddediyorum; ben zor olanı, deli suyu içmemeyi tercih ediyorum…


    Ya siz…?


    güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık..bunu yazarken de bizimde deli suyu içmediğimizi anlamanız dileğiyle.saygılar
    2011-05-27 12:23:25 tarihinde eklenmiştir.

    Hocam diğer yazılarınız gibi enfes bir yazı olmuş.. tebrikler...
    2011-04-28 09:40:06 tarihinde eklenmiştir.

    Derin bir bakış açısı. Gerçekten yazınızı okurken ben de kendimi deli suyu içenlerin arasındaki bir akıllı gibi hissettim. Akıllılığıma sevinsem mi kahretsemmi bilemedim .Ben de deli suyu içmemeyi tercih edenlerdenim.
    2011-04-26 11:52:00 tarihinde eklenmiştir.

    Muhammet hocam güzel bir hikaye ve gözlemlerini hikayenin üstüne bina etmense konuyu anlamlaştırmış,ellerine sağlık.
    2011-04-25 21:36:02 tarihinde eklenmiştir.


    YAZARA AİT DİĞER YAZILAR

    Muhammet TUNCA
    Kalemin Diliyle Sevgi
    2011-09-18 01:17:16 tarihin de eklenmiş ve 302274 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Ağlama Sen Anne, Bırak Bizi Unutan Dünya Ağlasın
    2011-08-21 22:15:46 tarihin de eklenmiş ve 302653 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    İçimizdeki Deniz 2
    2011-07-14 23:08:38 tarihin de eklenmiş ve 302400 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    İçimdeki Deniz
    2011-06-10 21:00:52 tarihin de eklenmiş ve 302428 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    DELİ SUYU
    2011-04-25 21:25:51 tarihin de eklenmiş ve 302706 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Baba boyun kaç karış?
    2011-03-16 22:40:28 tarihin de eklenmiş ve 302808 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Mektup
    2010-12-20 23:45:39 tarihin de eklenmiş ve 302707 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Güvercin Terbiyecisi
    2010-11-11 01:07:34 tarihin de eklenmiş ve 302490 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Hüzün Perisi
    2010-11-11 01:06:21 tarihin de eklenmiş ve 302627 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Hazine
    2010-11-11 01:05:07 tarihin de eklenmiş ve 302435 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Kendini Sevebilmek
    2010-11-11 01:03:56 tarihin de eklenmiş ve 302425 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Buzdaki Adam
    2010-11-11 00:58:59 tarihin de eklenmiş ve 302383 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Mutlu Kalmayı Başarmak
    2010-11-11 00:58:12 tarihin de eklenmiş ve 302515 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Yalıtılmış Bir Çocukluk
    2010-10-11 14:44:43 tarihin de eklenmiş ve 302613 kişi tarafından okunmuştur.

    Copyright © Turkpdr.com | 2010 | Bu sitede yer alan içerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz ve yayınlanamaz    |   Bizimle Çalışmak ister misiniz?