Online Destek: On
Online danışmanlık
E-Mail Giriniz:  
Şifreniz         
  • Anasayfa
  • Haberler
  • Makale
  • Forum
  • Dosyalar
  • Yazarlar
  • İlanlar
  • Pano Yazıları
  • İletişim
  • Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?
    Evet giymesi gerekir % 19
    Hayrı giymemesi gerekir % 74
    Fikrim Yok % 7
    En Son Eklenen Fotoğraflar
    Tamamı >>
  • En Son Eklenen Videolar
    Tamamı >>
  •    
    Köşe Yazarları

    Nazilere bile erdi de aklım.... / Yasemin ŞENGÖR

    2013-11-21 00:21:31 - Bu haberi 310877 kişi okudu.
    Nazilere  bile erdi de aklım....

    Nazilere  bile erdi de aklım... Sana yapılana ermiyor bebek


     


    Yasemin Şengör



                İnsanın Anlam Arayışı, Auschwitz toplama kampının iç yüzünü tüm çirkinliği ile gözlerimizin önüne seren  bir kitap. 2. Dünya Savaşı’ nın ardından Nazilerin Avusturyayı işgalini izleyen dönemde, Nazi toplama kamplarına alınan, Avusturyalı psikyatrist Victor E. Frankly tarafından kaleme alınmış ve  tüm dünyada önemli ölçüde ilgi uyandırmış bir eser.    


    Frankly, İnsanın Anlam Arayışı’ nda Nazi toplama kamplarında yaşananlara dair bir tablo çizerken, bizleri  bir insanın diğerine neler yapabileceği gerçeği ile de yüzyüze bırakıyor: gaz odaları, işkenceler, yağma, bir deri bir kemik kalmış, sırt sırta, üst üste uyuyan tutuklular, nedensizce atılan dayaklar, insana duyarlılığını yitirten,  insanı kalpsizleştiren anlar…



                Yazdıklarıma  bakıp da yoğun şiddet içerdiğini düşünüp İnsanın Anlam Arayışı’ nı  okuyamayacağınızı sanmayın. İnanın, Auschwitz kamplarında tutuklulara yapılan işkencelerin anlatıldığı satırlara katlanmak,  işkence görmüş bir bebeğin resmine bakmaktan çok daha kolay! Neden mi bu kadar kesin söylüyorum: tutuklulara yapılanları okurken, yıllar öncesinden hafızamda yer etmiş bir bebeğin resmi  aklıma geldi. Okuduklarım karşısında bu derece acımadığımı fark ettim…  


     İnsan, bir yahudi toplama kampındaki gardiyanı bile anlayabiliyor... Bir tutuklunun, iş yaparken durup nefes aldı diye, ateşi çıktı, revire kaldırıldı diye tekme tokat dövülmesini bile anlayabiliyor! Düşmanlık, sadistlik, sürü psikolojisi...  Bunları açıklayabileceği bir kavramı ille de buluyor. Oysa, sevgiden ve ilgiden başka hiçbir ihtiyacı olmayan bir bebeğin, ağladı diye, vücudunda sigara izmariti söndürülmesini, bebeğin kolunun üç yerden kırılmasını aklı almıyor.



                İlginçtir; İnsanın Anlam Arayışı’ nı okurken, beni dehşete düşüren, tutuklulara yapılanlar değildi… Ondan da önce, kanımı donduran şuydu:  Auschwitz’ de yaşananlar, insana yabancı gelmiyor. Yaşamak için tüm ahlaki değerleri yitirmiş, hırsızlığa, yalana, dolana başvuran, bir sigara için bile arkadaşını kolayca öldürebilecek hale gelen tutuklular, size yabancı gelmiyor. Çünkü bugün börek gaspından beş yıl yiyen bir adamın haberini okurken, ertesi gün bıçakla arkadaşının sigarasını ve çakmağını gasp eden bir adamın varlığından haberdar olduğunuz bir dünyada yaşıyorsunuz.



    Bir yanda eziyet veren ve eziyet çekenlerin kampı Auschwitch… Bir yanda vuran ve vurulanların kampı Dünya. Bir yanda gardiyan öte yanda tutuklu, bir yanda Amerika karşısında Irak. Bir yanda Nazi, bir yanda Yahudi… Bir yanımız İsrail, bir yanımız Filistin.  


    Zihnimde bir soru: Dünya, giderek bir toplama  kampına mı dönüşüyor????



    ….dönüşüyor mu? 


    …….dö-nü-şü-yor.



    Auschwitz’ de insanın tüm ahlaki değerlerini yitirip, bir kuru ekmek, bir sigara için her türlü zorbalığı yapabilecek hale gelmesi, o şartlarda anlaşılır. Açlık, uykusuzluk, çekilen işkenceler, bir zamanlar “birisi” iken toplama kampında değersiz bir insana dönüşmenin yarattığı kompleks, genel bir sinirlilik hali… İnsan, hissetmeyi unutuyor! Çünkü, o koşullarda insanın bir diğerine duyduğu sevginin, saygının, merhametin, bağışlamanın önemi ve hatta anlamı kalkmıyor!



    Ya dünyaya neler oluyor? Yoksa dünyayı bir toplama kampına çevirecek şartları çoktan mı yarattık?



    …….yarattık mı! 


    ………..ya-rat-tık!



                Abartıyorsun diyeniniz varsa, buyursun; çıksın karşıma.  


                Ama önce, işkence görmüş bir bebeğin resmine baksın!


    abartmıyorsun Sevgili hocam... Haklısınız farkı kalmadı ne yazık ki.. çocuklarımıza izlettiğimiz çizgi filmlerde bile artık "güçlüysen ezmeye hakkın vardır" ı öğreten de veya öğrenmesine izin veren de biz değil miyiz?
    2010-12-13 10:15:39 tarihinde eklenmiştir.


    YAZARA AİT DİĞER YAZILAR

    Yasemin ŞENGÖR
    Koşulsuz Kabul Penceresinden ‘Öteki’
    2011-04-26 16:32:06 tarihin de eklenmiş ve 310884 kişi tarafından okunmuştur.
    Yasemin ŞENGÖR
    İçimizdeki Terapistler
    2011-03-03 11:46:52 tarihin de eklenmiş ve 310916 kişi tarafından okunmuştur.
    Yasemin ŞENGÖR
    Ergeni Anlamak Sanatı Üzerine
    2011-01-05 21:57:46 tarihin de eklenmiş ve 310892 kişi tarafından okunmuştur.
    Yasemin ŞENGÖR
    Nazilere bile erdi de aklım....
    2010-12-10 17:45:47 tarihin de eklenmiş ve 310878 kişi tarafından okunmuştur.
    Yasemin ŞENGÖR
    Mimari Tasarımda Renk Psikolojisi
    2010-11-26 21:53:36 tarihin de eklenmiş ve 311166 kişi tarafından okunmuştur.
    Yasemin ŞENGÖR
    Engelli Çocuk Annesine Mektup
    2010-11-26 21:51:23 tarihin de eklenmiş ve 310870 kişi tarafından okunmuştur.
    Yasemin ŞENGÖR
    Tehlikeli İlişkiler'de Tehlikeli Çarpıtmalar
    2010-11-26 21:42:19 tarihin de eklenmiş ve 310178 kişi tarafından okunmuştur.
    Yasemin ŞENGÖR
    V. Ulusal PDR Öğrencileri Kongresinin Ardından
    2010-11-26 21:43:33 tarihin de eklenmiş ve 311002 kişi tarafından okunmuştur.

    Copyright © Turkpdr.com | 2010 | Bu sitede yer alan içerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz ve yayınlanamaz    |   Bizimle Çalışmak ister misiniz?