Online Destek: On
Online danışmanlık
E-Mail Giriniz:  
Şifreniz         
  • Anasayfa
  • Haberler
  • Makale
  • Forum
  • Dosyalar
  • Yazarlar
  • İlanlar
  • Pano Yazıları
  • İletişim
  • Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?
    Evet giymesi gerekir % 19
    Hayrı giymemesi gerekir % 74
    Fikrim Yok % 7
    En Son Eklenen Fotoğraflar
    Tamamı >>
  • En Son Eklenen Videolar
    Tamamı >>
  • Şuanda buradasınız: Turkpdr » Makale » Otistiklerde Müzikle Tedavi
  • Otistiklerde Müzikle Tedavi
    Art therapy/sanatla tedavi/sanatın eğitim ve terapide kullanılması: Yukarıdaki başlıklardan da anlaşılacağı gibi öncelikle sanatla çalışmanın nasıl geniş bir kavramsal alanda düşünülmesi gerktiği üzerinde durmalıyız. G...
    Kategori: Özel Eğtim | Tarih: 2011-04-07 | Okunma: 4341 | Ekleyen: Serdal GÜR


  • Art therapy/sanatla tedavi/sanatın eğitim ve terapide kullanılması:
    Yukarıdaki başlıklardan da anlaşılacağı gibi öncelikle sanatla çalışmanın nasıl geniş bir kavramsal alanda düşünülmesi gerktiği üzerinde durmalıyız. Günlük dildeki yansımalarıyla  kullanılan bu kavramlardan sanat, sanat ögeleri, sanat nesneleri, sanatsal eylemler, sanatsal dışavurum (ifade) gibi sanata  ilişkin çağrışımlar yanında eğitim, öğretim ve tedavi gibi insan yetiştirme ve gelişimsel alanın çağrışımları da akla geliyor. Bu konuşmada özellikle gelişimsel farklılığı olan çocukların/bireylerin ele alınışında sanat nasıl bir işlev görür, bu işlevin niteliği, hedefleri, sonuçları  ve tüm bunların kontrol edilebilirlik düzeyi hakkında genel bir açıklama yapabiliriz. Ayrıca Özellikle gelişimsel problemlerin en ağır (ya da analşılması en zor) tablolarından olan yaygın gelişimsel bozukluk  veya otizm için neyin nasıl yapılması gerektiği üzerinde durmayı tercih ediyorum. Bize en karmaşık gelen otistik yapı için elimizde bir araç bulunduğunda, bu araç  daha hafif seyreden diğer tablolar için bir güç ve güven kaynağı olacaktır.


    Otizm ve benzeri tablolar gösteren çocukların/bireylerin söze dökülemediği için içlerine atılmış, birikmiş yaşantı izleri, acı anılar, öfke, ihtiyaçlarını stereotipik hareketlerle, çıkarbildiği (bize anlamsız gelen)  sesler veya çok kısıtlı birkaç ekolalik sözcükle anlatmaya çalışıırken çevresinin onu anlayamamaktan doğan çaresizliği ve çocuğun/otistiğin anlaşılmadıkça artan hareketliliği, bizi farklı vizyonlardan bakma sorumluluğu ile karşılaştırmaktadır.



    Sanat, sözlerin olmadığı yerde simgeleştirme işlevini üstlenen önemli  dışavurum araçları sunmaktadır. Müziği oluşturan elementler ;  ritm, ezgi, söz, tedavi yada gelişimsel süreç bakımından doğal bir dışavurum yolu. Özellikle sözlü iletişimi sınırlı ya da eksik olan çocukların/bireylerin kendilerini ifade aracı olarak kullanabilecekleri sanatsal dilin onları anlamak  ya da anlamaya çalışmak yönünde çok değerli bir işlev gürdüğünü biliyoruz.


    Şimdi otizmin bilinen tanımını hatırlayalım. “otizm, yaşamın erken yıllarında başlayan, yaygın gelişim bozukluğuyla kendini gösteren bir psikoz tablosudur. Erken gelişim dönemlerine ilişkin psikotik gelişmede, özne-nesne tasarımlarının ayrışmasındaki bozukluklar “benlik” oluşumunu bozar.
    “Benlik yaşantısının bozulması” ile karakterize olan bozukluk; dürtü, davranış, duygu, düşünce ve sosyal ilişkilere yansır. Sonuç olarak; “ben yaşantıları” ve ben bilinçliliği”ve ben kimliğindeki  bozukluk beş temel katmanda görülmektedir Benlik ve benliğin gelişim dinamikleri pek çok gelişim kuramcısının dikkatini çekmektedir.  Özellikle ego psikopatolojisiyle ilgili bir araştırmacı olan Scharfetter, benlik oluşumundaki beş katmandan söz etmektedir.(Saydam ,1989 )Bunlar; Canlılık, Eylemlilik, Bütünlük,Sınırlılık,Kimlik katmanlarıdır.
    Terapötik yaklaşımda otistik çocuğun ruh-beden bütünlüğü açısından ne denli sarsıcı bir süreç yaşadığının farkında olmak esastır.


    Tedavide, beden duyumlarının “bilinçli yaşantılar”    haline getirilmesi gibi eylemler bu işlevi görür. Müzik/ Sanat  terapisinde de ilk hedef bedensel duyumların uyarılmasıdır. Burada kullanılan sanat öğeleri (ritm, ses,ezgi, renk, çizgi, hareket) ikili ilişkiyi başlatmada temel uyaranlar olarak yer alır. Bu, sözlü ve önerici, eğitici bir uyaran değildir. İlksel nitelikte bir dikkat çekme uyaranıdır. Uyarıcı davranışın  otistiğin “ben canlılığı”     düzeyine yakın bir biçimde olması,  güven vericidir. Kullanılan  aracın basit bir ritm aleti, doğal bir nesne, az yapılanmış bir dizayna sahip olması, otistiği uyarabilmesi bakımından önemlidir. Uyaran, tehdit edici özellikte olmamalıdır. El çırpmak, ağızla ritmik sesler çıkarmak, ritmik yürüme, sallanma, otistiğin stereotipik devinimlerine eş devinimler, yürürken ona çarpmak, sallanırken dokunmak v.b. gibi eylemler, “ben canlılığı”nın uyarılması amacına yöneliktir.


    Terapist ve hasta arasında kurulan müzikle etkileşim alanı ve terapötik süreç,erken çocukluk evresinde gerçekleşmesini beklediğimiz geçiş alanı ve geçiş sürecini simgelemektedir.


    Dr. Nevin Eracar
    Klinik Psikolog, Psikoterapist


    *19. Anadolu Psikiyatri Günleri, 16-19 Haziran 2010, Osmangazi Üniversitesi, Eskişehir


    Copyright © Turkpdr.com | 2010 | Bu sitede yer alan içerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz ve yayınlanamaz    |   Bizimle Çalışmak ister misiniz?