Psikolojinin Tarihi

Psikolojinin kökenleri Antik Yunan'a kadar dayanır.Sokrat,Eflatun ve Aristo beynin doğası,vücut,ruh ve insanoğlunun tecrübeleriyle ilgili fikirler geliştirmişlerdir.Mesela o zamandan bu zamana gelen en önemli sorulardan...

Kategori: Psikoloji ve Psikolojik Danışmanlık Kuramları | Tarih: 2011-04-20 | Okunma: 8912 | Ekleyen: Serdal GÜR

Psikolojinin kökenleri Antik Yunan'a kadar dayanır.Sokrat,Eflatun ve Aristo beynin doğası,vücut,ruh ve insanoğlunun tecrübeleriyle ilgili fikirler geliştirmişlerdir.Mesela o zamandan bu zamana gelen en önemli sorulardan biri yeteneğin doğuştan mı yoksa tecrübelerle mi kazanıldığıdır.Bu soru günümüz psikologları tarafından da tartışılmaktadır. Psikolojinin bilim olması bir sürece dayanmaktadır.

1879 yılında Alman psikolog Wilhelm Wundt psikolojiyi akademik bir disiplin olarak inşa etmiştir.Wundt içe bakış yöntemini kullanıyordu.İçe bakış psikolojiye felsefenin bir mirası olmasına rağmen Wundt ona birkaç boyut daha eklemiştir.Wundt,sadece kendini gözlemlemenin yeterli olmadığını bunun deneylerle desteklenmesi gerektiğini belirtmiştir.Psikolojide farklı bakış açıları:

Yapısalcılık:
Psikologlar,karmaşık tecrübeleri oluşturan zihinsel unsurları bulmaya çalışmışlardır.Algıyı molekül gibi,duyuyu da element gibi düşünerek yola çıkmışlardır.Amaçları beynin yapısını araştırmak olduğundan yapısalcılar adını almışlardır.

İşlevselcilik:
Harvard Üniversitesi psikologlarından William James yapısalcılığa karşıydı ve bilincin akışkanlığını ve onun uygun özelliklerini vurguladı.İlgilendiği ana konu organizmanın çevreye uyum sağlama sürecinde beynin nasıl çalıştığıydı.James bilincin nasıl çalıştığını sorguladığı için bu dala işlevselcilik diyoruz.

Davranışçılık:
Watson çağının geleneklerine karşıydı ve içe bakış içermeyen bir psikoloji üretti.Watson,hayvan ve bebek davranışlarını incelerken bilinci göz önünde bulundurmadı.Watson denekler üzerinde onlara soru sormadan bile çok etkili bir biçimde çalışılabilineceğini buldu.O basitçe hayvana verilen etki ve onun tepkisi arasındaki ilişkiyi inceledi.Deneylerde davranışı esas alması yüzünden bu dala davranışçılık diyoruz.

Gestalt Psikoloji:
Almanya'da Wolfgang Köhler ve meslektaşları tarafından bulunmuştur.Zihinsel sürecin organizasyonuyla ilgilidir.Bir özne bir şeyi nasıl görür ve ona kendisine göre nasıl anlam veriri araştırmaya çalışmışlardır.

Psikoanaliz:
Kurucusu Freud'dur.Diğer dallardan en önemli farkı bilinçsizlik kavramıdır.Freud'a göre;davranışımızı etkileyen ama direk tecrübe edilemeyen bilinçsiz düşünceler,çatışmalar ve arzular vardır.Freud bunun için kendisin geliştirdiği psikoanaliz(psikanaliz) yöntemini kullanmıştır.

İnsancıl Psikoloji:
Carl Rogers ve Abraham Maslow tarafından geliştirilmiştir.Freudian ve davranışçıl fikre karşıdırlar.Kişinin geçmişinin karakteri üzerinde etkisi olduğu fikrini kabul etmelerine rağmen,insanın özgür iradesinin seçimleri üzerindeki büyük etkisini vurgulamışlardır.

Psinema.net