Bebeklik, çocukluk ve ergenlik döneminde depresyon!
Son yıllarda sıklıkla duyduğumuz depresyon maalesef modern çağın en yaygın psikolojik sorunlarından birisidir. Bireyin sosyal hayattan çekilmesi ve içe kapanması ile dikkat çeken bir sorundur ve gerçekten de yetişkin nü...
Kategori: Ruh Sağlığı | Tarih: 2011-08-08 | Okunma: 8626 | Ekleyen: Serdal GÜR
Depresyon
Genellikle yetişkinlerin yaşadığı düşünülse de depresyon aslında çocukların da yaşadığı bir sorundur ve bu anlamda önemi son yıllarda ortaya konmuştur. Üstelik sadece çocuklar ve ergenler değil bebekler de depresyona girebilmektedir. Sebepleri farklılıklar gösterse de hemen her yaştan bireyin yaşadığı depresyonu dönemlere göre incelemekte fayda var. Bebeklik depresyonu Uzmanların gözlem ve araştırmaları sonucunda özellikle son 20–30 yılda anlaşılmıştır ki bebeklerde depresyona girebiliyorlar ve eğer anne-bebek arasında sağlıklı ve sağlam bir ilişki kurulamamışsa bu sorun bebeklik depresyonunda birincil sebep olarak ortaya çıkabiliyor. Yine yapılan araştırmaların sonuçlarına göre, özellikle bakım evlerinde, çocuk yuvalarında büyümeye terk edilmiş çocuklarda ağır depresyon hatta ‘Hospitalizm (yuva hastalığı)’ tablolarıyla karşılaşılmakta. Annesi tarafından zaman zaman başka yere bırakılan, aranıp sorulmayan çocukların da depresyona yakalandıkları gözlemlenmiş durumda. Annenin bedensel olarak bebeğin yanında olduğu durumda da bebeklerin depresyona yakalandığı durumlarla karşılaşılabiliyor. Buradaki temel faktör ise annenin, bebeğini reddetmesi, sevgisiz, ilgisiz bir tutum takınmasıdır. Halbuki bir bebeğin hayata tutunmasını sağlayacak en önemli şey bu anne ilgisidir. Bir bebekte belirgin olarak, • Durgun, üzüntülü, ağlamaklı olma hali görülüyorsa, Dolayısıyla bebeklik depresyonu normal bir ailede, sağlıklı bir ilişkide sıklıkla görülen bir hastalık değildir. Kısaca bebeklik depresyonu,annenin ya da temel bakıcı olan kişinin kaybı ile ya da bebekle bu kişi arasındaki bağın herhangi bir sebeple net olarak bozulmasıyla ortaya çıkmakta ve annenin en az 5–6 ay süren kaybıyla belirginleşen klinik bir depresyon durumuna doğru gitmektedir. Çocuk ve ergenlerde depresyon Sonuç olarak çocuklar ve gençler sürekli olarak gelişmekte olan varlıklar olmaları sebebiyle yaşadıkları olaylardan ve çevresel stres faktörlerinden doğrudan doğruya etkilenmekte, gelişimlerine göre de farklı tepkiler verebilmektedirler. Örneğin Majör Depresyon, bebeklikten itibaren görülebilirken, iki uçlu mizaç bozukluğu olarak bilinen duygu durum bozukluğu ergenlik öncesi çok nadir olarak görülür. Çocuk ve ergenlerde depresyon görülme sıklığı Çocuklarda ve gençlerde depresyonun belirtileri • Davranış bozuklukları, Ergenlerde ise depresyon; Ergenlerdeki depresyon yetişkinlerde görülen depresyonla benzer belirtiler verir. Sosyal hayattan çekilme, içe kapanma, ilgi ve etkinliklerde gerileme, arkadaşlık ilişkilerinde bozulmalar, akademik başarıdaki düşüşler, intihar düşünceleri ve hatta intihar girişimleri, okuldan veya evden kaçma, alkol ve madde kullanımına yönelme, değişken duygu durumları, ani öfke patlamaları gibi farklı uçlarda duygusal ve davranışsal bozulmalar görülebilir. Okul çağı çocuklarında ve ergenlerde görülen depresyon, çocukların hem sosyal gelişimlerini hem de bilişsel işlevlerini olumsuz olarak etkilemekte ve bozulmalara yol açmaktadır. Depresyonun sebepleri ve tedavisi Arkadaşlık ilişkilerinde bozulmalar, yine genetik yatkınlıklar, aşırı baskıcı ve kontrolcü aile tutumları, anne baba geçimsizlikleri ve boşanmalar, fiziksel görüntüsünden hoşnut olmama, özgüven kaybı, aile içi şiddet gibi pek çok nedenle karşılaşılmaktadır. Ayrıca hem çocuklukta hem de ergenlikte görülen depresyonda ilginç bir başka nokta bu çocukların ailelerinin de genellikle bu tip duygu durum bozuklukları yaşamış ve yaşayan bireyler olduğunun saptanmış olmasıdır. Tedavide özellikle okul öncesi dönemde oyun terapisi şeklinde belirlenmekte ve anti-depresan kullanımı önerilmemektedir. Terapi sırasında çocuğa doğru ve sağlıklı birey modelleri sunarak özdeşim kurması sağlanmaktadır. Aile ile olan ilişkilerin yeniden yapılandırılması ve ortamdaki stres faktörlerinden arındırılması gerekmektedir. Duygularını tanımasına, kendisine yönelik farkındalık düzeyinin artırılmasına yönelik çalışmalar çok önemlidir. Çocuğun arkadaşlık ilişkilerini kuvvetlendirebileceği sosyal ortamlara yönlendirilmesi sağlanmalıdır. Okul döneminde yaşanan depresyon zaman zaman ilaçla da desteklenebilir. Ergenlerdeki tedavide ise, tam da kendini keşfetmeye, tanımaya ve anlamaya çalışan genci dinlemek, paylaşımcı bir tutumla, onun bu keşif yolculuğunda açıklayıcı, yol gösterici olmak tedavinin temel amaçlarından olmalıdır. Eğer intihar eğilimi varsa özellikle intihardan bahseden çocuk mutlaka ciddiye alınmalıdır. Okul, aile, arkadaşlar ve genel çevre içinde son derece sıkı bir denetleme ile tedavi aşamaları takip edilmelidir. Çocukların ve gençlerin zaman zaman sorunlar yaşaması son derece doğaldır. Bunlar hayatın akışı içinde her zaman karşılaşılabilecek normal süreçlerdendir. Ancak yaşanan aksaklıklar ve sorunlar zamanında gereken önem verilmez ve ciddiye alınmazsa olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir. O bakımdan bireyin, bir kişilik bulma sürecinde karşılaşabileceği her tür çatışma ya da bozuklukta dikkatli olmak ve gerekli durumda gecikmeksizin bir uzman desteği almakta fayda vardır. Uzman Psikolog Serap Duygulu |
Filiz Çapar Şahin
Cengiz CENGİSİZ
Kamil DAYI
Yasemin ŞENGÖR
Mithat POLAT
2019-11-04 uye_1 2017-12-18 uye_21133 2017-11-03 uye_1 2017-04-11 uye_24471 2017-04-11 uye_24471
Ergende Problem
Davranışlar |
Copyright © Turkpdr.com | 2010 | Bu sitede yer alan içerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz ve yayınlanamaz | Bizimle Çalışmak ister misiniz? |