Online Destek: On
Online danışmanlık
E-Mail Giriniz:  
Şifreniz         
  • Anasayfa
  • Haberler
  • Makale
  • Forum
  • Dosyalar
  • Yazarlar
  • İlanlar
  • Pano Yazıları
  • İletişim
  • Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?
    Evet giymesi gerekir % 19
    Hayrı giymemesi gerekir % 74
    Fikrim Yok % 7
    En Son Eklenen Fotoğraflar
    Tamamı >>
  • En Son Eklenen Videolar
    Tamamı >>
  • Şuanda buradasınız: Turkpdr » Makale » Devlet Eğitim İlişkisi
  • Devlet Eğitim İlişkisi
    Devlet, insanların tek başlarına gereksinimini karşılayamazlar, gereksinimlerini karşılamak için bir birlik oluştururlar, bu oluşuma devlet denir....
    Kategori: Sınıf Yönetimi | Tarih: 2011-01-24 | Okunma: 17288 | Ekleyen: Serdal GÜR


  • Devlet, insanların tek başlarına gereksinimini karşılayamazlar, gereksinimlerini karşılamak için bir birlik oluştururlar, bu oluşuma devlet denir.


    Devlet insanlık tarihi kadar eski değildir. Devletin oluşması insanlık tarihine göre yakın bir zamanda oluşmuştur.
    Devlet gücünü sağlamada tarihsel süreçte siyasi, ekonomik ve ideolojik bir güç oluşturmuştur ve bunların devamlılığını sağlamak için eğitimi bir araç olarak kullanmışlardır.
    Devlet varlığını sürdürebilmek için yani ideolojisini sürdürebilmek için eğitimi bir araç olarak kullanmaktadır. Bununla ekonomisini ayakta tutmak ve insanlarının gereksinimlerini karşılamayı amaç edinmektedir.
    Farklı ideolojik sistemlere göre farklı eğitim uygulanıyor, bununla ideolojisini sürdürmek yani devletin gereksinim duyduğu insanları oluşturmak amaçlanmaktadır.
    Eğitim ekonomi ile ideolojik yapı siyasal güç arasında bir etkileşim vardır.


    Siyasal Bir Güç Olarak Eğitimin Gelişim Süreci


    Eğitimi siyasal bir güç olarak kullanan ilk toplumlardan biri Sümerlerdir. Bununla birlikte Platon siyasal gücün aracı olarak eğitimi sistemleştirmiştir. Platon’a göre eğitim toplumsal gruplara göre düzenlenmesi gerektiğini savunmuştur. O “bir filozofun ancak soylu kişiler arasından çıkabileceğini” söylemiştir.
    Aristo ise eğitimi orta gruptaki insanlara göre şekillendirilmesi gerektiğini söyler.
    Aristo felsefesiyle şekillenen orta çağda Hıristiyan öğretisini bütün topluma anlatmak için eğitim kullanılmıştır.
    XV yy. da Hıristiyanlık sorgulanmaya başlanmış. Bu sorgulama sonucu gücü kaybolmuştur. Ulusal devletler ortaya çıkmıştır. ulusal devletlerde iyi bir Hıristiyan’dan önce iyi bir vatandaş gerekli olduğunu düşünerek dine dayalı eğitimden vazgeçilmesini sağlamıştır.
    Rousseau’ya göre devlet toplumsal sözleşmeye yani herkese eşit davranmak zorunda olduğu için herkese eşit eğitim imkanı sağlaması gerektiğini söylemiştir.

    DEVLETİN SİYASİ - İDEOLOJİK - EKONOMİK GÜÇLERİ EĞİTİM İLE OLAN İLİŞKİSİ
    Toplumsal eylemler; ekonomik, siyasi ve ideolojik olarak ayrılır.
    Ekonomik alan üretim faaliyetlerini kapsamı içine alır. İdeolojik alan ise tüm kültürel faaliyetleri içine alan bir düşüncedir, siyasal alan ise siyasal gücün örgütlenmesi yani ekonominin etkisiyle ideolojik düşüncenin şekillendirdiği alandır.
    Devlet bir toplumsal sözleşmeye dayalı bir topumun amaçlarının; siyasi, ideolojik ve ekonomik olarak gelişmesini sağlayan etkili bir yaptırım gücüne sahiptir. Bu nedenle devlet, toplumsal görevleri yerine getirmek zorundadır bunun için yaşamın bütün alanlarına girmekte ve onu ekonomik, örgütsel, hukuksal askeri, siyasi ve ideolojik türden değişik araçlar kullanmaya sevk ettirmektedir.


    SİYASİ GÜÇ


    Devletin gereksinimlerini karşılayan temel güçlerden biridir. Siyasal güç bir grubun, bir sülalenin veya bir tek kişinin elinde olabilir.
    Durkheim ekolüne göre yönetim gruplarının ayrışması zamanla olmuştur. Yöneten grup güçlü olan gücü elinde bulunduran gruptur. Persons’a ortak amaçları gerçekleştirmeye yani gereksinimleri karşılamak için kullanılan bir araçtır.
    Siyasal Güç Sistemleri


    Siyasal gücün kime yada grupta olması yönetim açısından önem taşır. Gücün belli bir grupta, bir kişide yada toplumun bütününde olması siyasal güce girdi sağlayan diğer ideolojik ve ekonomik güç biçimlerini değiştirebilir.
    Siyasal gücün kurumlaşması bürokrasiye ve hiyerarşik bir yapıya bağlıdır.


    Siyasi Sistemler
    Siyasa sistemlerin oluşumu siyasal gücü temelde kullanış farkına dayanır. Siyasi güç ve bu gücün toplumsal yaşamadaki hiyerarşik yapısı siyasal sistemlerin farklılaşmasına neden olmuştur. Demokrasi, oligarşi, monarşi olarak ayırabiliriz.


    Demokrasi


    Halkın egemenliği, temel hak ve özgürlüklerin korunması, eşitliği, anayasa ve hukukun üstünlüğü ele alınır. İnsanın toplumdaki yerini belirleyeme de özgürce hareket edilen siyasal sistem ve yaşam tarzıdır. Bireysel ve ortak özgürlüğün toplumsal kurumlarca tanınması ve tüm vatandaşların özgür iradeleriyle koydukları kurallara dayalı siyasal bir sistemdir. Birey toplumsal gruplara katılıp katılmama yada yönlendirme hakkına sahiptir.


    Demokrasi Eğitimi


    Demokratik eğitimde bireyler yaratıcı, araştırıcı ve eleştirici yönleri ele alınır ve demokratik eğitim sağlanır. Eğitim sistemi yeniliklere açıktır, değiştirilebilir. Eğitim olanaklarından herkesin yararlanabilme hakkı vardır. Eğitim kurumları çevreyle işbirliği içindedir.


    İnsan Haklarının Gelişim Süreci ve Eğitimi


    İnsan hakları ve korunması uluslara arası bir yükümlülüktür. Avrupa topluluklarına üye olmanın temel şartı olarak sayılır.
    1948 yılında birleşmiş milletler tarafından ”İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”  ile ortay konulduğu söylenebilir. Buna göre eğitimde fırsat eşitliği yani herkese eşit eğitim imkanı sağlanmalı, mesleki eğitim desteklenmelidir vb. gibi eğitim ile ilgili haklar belirtilmiştir.
    1978 Viyana kongresi İnsan Hakları Öğretimi demokrasi alanında yapılan ilk toplumlar arası toplantı olarak sayılabilir.
    Siyasi gücün eğitimi, siyasal sistem için bir zorunluluktur. Bu zorunluluk siyasi gücün devamını sağlamak için önemlidir.

    İDEOLOJİK GÜÇ
    Kaynakların bölünüşünü meşrulaştırmak siyasal güce belli bir şekil veren, bir otorite tarafından biçimlendirilen belli bir fikre dayanan güçtür. Siyasi ve ekonomik gücü meşrulaştıran ideolojik güçtür.
    İdeoloji, siyasal ve ekonomik ilişkilere dayalı olarak oluşan siyasi ve ekonomik ilişkilerin oluşum dolayımı olan toplumsal düşünce ve anlamlar olarak siyasi sistemi haklılaştırma aracı olarak değerlendirilir.


    İdeoloji Kuramları


    Yanlış bilinç olarak ideoloji: Toplumsal gerçekliğin öznelerin bilincinde bir yanılsama ile oluşan ideoloji şeklidir.
    Siyasal gücü haklılaştıran düşünce olarak ideoloji: Toplumsal sistemin çatışmalı yapısını bir arada tutan ve esas olarak toplumsal sistemin kendini yeniden üretmesi sağlayan etmendir.
    Söylem olarak ideoloji: Bütün toplumsal ilişkilerin ancak dil yoluyla gerçekleşen pratiklere anlam kazandıran şeklidir.


    İdeolojik Sistemler


    Devletin ilk olarak ortaya çıktığından günümüze kadar siyasal gücü şekillendirmek ekonomik eylemleri meşrulaştırmak bakımından: din, liberalizm, laiklik, sosyalizm, milliyetçilik gibi şekillerde sistemin sürekliliğini sağlamaya olanak sağlamıştır.


    İdeoloji - Eğitim ilişkileri


    Eğitim ideolojilerin devamlılığını sağlamak için vazgeçilmez bir araçtır. Eğitim amaçlarını oluşturulurken ideoloji belirleyici bir rol oynar. İdeoloji insanın doğasında yer alan bilinçsel ve inançsal düşüncelerin tamamıdır. Toplumsal istek ve gereksinimleri karşılamak için ortaya çıkan ideoloji doğal olarak eğitimi de etkileyecektir. Bu şekilde eğitim ideoloji destekleyen ideolojinin devamlılığını sağlamasında rol oynar. Bu nedenle eğitimin, aynı değerlere sahip aynı yönde davranış gösteren homojen bir yapıya sahip toplum yaratmak için devlet tarafından düzenlenir, devlet denetiminde yapılır.


    Din - Eğitim İlişkileri


    İlkel toplumlarda din ile eğitim iç içe olmuştur. İlkel toplumlarda eğitim aile içinde yada informal bir şekilde bilgili, deneyimli olan insanlar verirlerdi. Bu eğitimin büyük bölümünü dini törenler kapsamıştır. İnsanlar açıklayamadıkları olayları kendinden güçlü bir kuvvetin yaptığına inanmışlar ilkel toplumlarda bu kuvvetleri memnun ederek rahat bir yaşam süreceklerine inanmışlardır. Bu yüzden dine çok büyük bir önem vermişleridir.
    Uygar toplumlarda ise üretimi üretim fazlasının kontrolü rahiplerin veya din görevlilerinin ellerinde idi. Sümerlerde tapınakların kayıtlarını tutmak için eğitim yapılmaya başlanmıştır.
    Mısırda ise kral tanrılar vardı, toplumsal yapı din etrafında idi. Hindistan’da dini sistemin getirdiği kast sistemi vardı. Bu din etkisi ile oluşmuştur, bunların devamını sağlamak için eğitim gerekliydi.
    Çin, Anadolu, Eski Yunan , İran gibi toplumlarda dini öğretilerin etrafında eğitim şekillendirmişlerdir.
    Hırıstiyanlık, İslamiyet’te de eğitim din etrafında odaklanmış. Özellikle ortaçağda bu etki fazlasıyla kendini göstermiştir.


    EKONOMİK GÜÇ


    Sonsuz gereksinimler ile Kıt kaynaklar arsında dengeyi sağlayan güç devlettir. Kaynakların doğru bir şekilde kullanmak, insanlar arasında bölüşümünü sağlamak devletin görevleri arasındadır.
    Toplumların çağdaşlaşmasıyla birlikte toplumlarda sosyo - ekonomik farklılaşmalar oldu. Güçlü olan toplumların güçsüz olan toplumları egemenlikleri altına almalarıyla ekonomik sınıflaşmalar oluştu. Ekonomik güç siyasal güç ile işbirliği halindedir.


    Ekonomik Güç Sistemleri


    Ekonomik güç ekonomik sistem olarak uygar toplumlardan günümüze kadar; köleci, feodal, kapitalist, sosyalist bir aşama göstermişlerdir.
    Köleci sistemlerde üretim köleler tarafından gerçekleştirilmiştir. Toprağı eken köylüler ve toprak feodal ekonomik sistemin temellerini oluşturur. Kapitalist ekonomik XI yy. da ortaya çıkmış sanayi devrimi ile sistemleşmiştir.
    Kapitalist sistemlerin temelinde özel mülkiyetin ve malların serbestçe dolaşımı esasına dayanmaktadır. Sosyalist sistemin kapitalist ekonomik sistemdir. Kapitalist ekonomik sistem servetin belirli ellerde toplanmasına neden olmuş, tekelleşme fazla üretime ne bunalımlara yol açmıştır, sanayileşme işçi sınıfının durumunu düzeltmemiş aksine daha da kötüleşmene neden olmuştur bunlarda dolayı sosyalist ekonomik sistem oluşmasına neden olmuştur.
    Karma ekonomik sistemler ise kapitalist ve sosyalist ekonomik sistemlerin katı kurallarını düşünenlere göre, bir toplumda ekonomik etkinliklerin sosyal örgütlenmesi, sınırları, ilkeleri iyi belirlenmiş ‘karma ekonomi düzenine’ oturtulmalıdır. Yapılması gereken sınırlandırılmış ve yaygın mülkiyeti sağlamak, demokratik ve sosyal devlet düzeni kurmaktır. Birey ve toplum aynı değerdedir. Bu yüzden karma ekonomi sisteminin daha iyi bir sistem olarak savunmuşlardır.


    Ekonomik - Eğitim İlişkisi


    Eğitim, piyasalar ve teknik değişikliklere uyum sağlamanın bir aracıdır. Suçun düşmesini ve ceza giderlerinin azalmasını sağlar, kamu sağlığı maliyetini düşürür, sosyal hizmetlerin gönüllü yürütülmesinde rol oynar. Kamu sağlığının koruna, bilmesi için eğitim zorunlu kılmıştır.
    Ekonominin düzenli yürütülebilmesi için kalifiyeli elemana gerek duyulur, eğitim ekonomik düzenin yürütülmesi için eğitime gerek duyulur.
    Turkpdr


    Copyright © Turkpdr.com | 2010 | Bu sitede yer alan içerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz ve yayınlanamaz    |   Bizimle Çalışmak ister misiniz?