Online Destek: On
Online danışmanlık
E-Mail Giriniz:  
Şifreniz         
  • Anasayfa
  • Haberler
  • Makale
  • Forum
  • Dosyalar
  • Yazarlar
  • İlanlar
  • Pano Yazıları
  • İletişim
  • Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?
    Evet giymesi gerekir % 19
    Hayrı giymemesi gerekir % 74
    Fikrim Yok % 7
    En Son Eklenen Fotoğraflar
    Tamamı >>
  • En Son Eklenen Videolar
    Tamamı >>
  •    
    Köşe Yazarları

    Terkedilme Depresyonu !!! /

    2013-11-21 00:21:31 - Bu haberi 224620 kişi okudu.
    Terkedilme Depresyonu !!!


     



    Terkedilme Depresyonu !!!



     



                Kim derdi, böyle başlayan bir aşk yarı yolda kalacak? Kim derdi, bir gün gözlerinin içine bakıp “artık seni sevmiyorum” diyecek zalimce. Eriyip bittiğin, uğruna kul köle olduğun, beraber nefes aldığın bu insan duygularının değiştiğini söyleyecek sana, şaşkınlık ve korku içerisinde bırakarak. Tekrar kavuşmanın ümidiyle kaybetmenin derin çukurlarında direndiğini fark edeceksin çaresizce. Pazarın ortasında annesini kaybeden çocuğun yaşadığı korkuya benzer bir şey hissedeceksin, hayatım boyunca elini tutmak istediğin insanın elini bir daha tutmamak üzere bıraktığını düşündüğünde. Benzer duygu ve düşüncelere sahip insanların akıp giden hayatın içerisinde, olup biteni anlamaya çalıştığını görürüz. Belki de hayatın acımasız ve soğuk yüzünü, ayrılık sonrası yalnızlığı fark etmeye çalışıyordur onlar.



     



                Ayrılık sonrasında yalnız kalmak, hayatın geciktirerek karşımıza çıkardığı bir gerçekliktir. Belki anne-babamızın öğretmediği bu gerçekliği, yıllar sonra çok sevdiğimiz insanla kurduğumuz duygusal ilişkinin bitmesi öğretecektir bize. Karşılıklı yoğun sevgi ilişkisi içerisinde kendi benliğinin sınırlarını kaybetmiş, bunu da samimiyet ve yakınlıkla açıklamaya çalışan birçok anne baba vardır. Zihnindeki sevgiye dayalı güvenli ilişkinin özellikleridir belki bunlar. Bu ilişki biçimi, sevgiyi paylaşma ve yakınlaşma davranışının temelini oluşturur çocuğun dünyasında.



     



                Anne-baba ile kurduğumuz ilk duygusal ilişki biçiminin hayatımız boyunca kuracağımız duygusal ilişki biçimiyle benzerlik gösterdiği bir çok araştırmada ortaya çıkmaktadır. Anne-babayla kurduğu ilişkide, bir taraftan olumlu ilişkiyi sürdürürken bir taraftan da ayrışmayı-bireyleşmeyi gerçekleştirebilen ve kendi ayakları üzerinde durabilen kişinin, sevgiye dayalı özerk bir ilişki biçimi oluşturduğu söylenebilir. Bu ilişki biçiminde sevme ve sevilme çok önemsenirken, sevilmeme durumu yıkım değil hüzün ortaya çıkaracaktır. Sevilmeme, ayrılma gibi durumlar bir gerçeklik olarak karşısına çıkacak ve biraz zor olsa da bu duyguyla baş edecek kadar kendini güçlü hissedecektir. Buna gerçek kendiliğinden aldığı güçle, özünden aldığı güçle ayakta kalma ve hayatı tüm gerçeklikleri ile yaşayabilme potansiyeli diyebiliriz.



               



                 Sembiyotik ilişki(sınırları kaybolmuş, içi içe geçmiş, birbirinden beslenen) biçimiyle beraber yaşamaya alışmış olan insanlar için terk edilmek, kendini tanıması ve gerçek kendiliğini fark edebilmesi adına bir fırsattır. Boşluk, hiçlik, anlamsızlık, öfke gibi duyguların yoğun yaşandığı bu dönemler, kişinin kendini aradığı zamanlardır. Yani kişiyi hayata bağlayan bir nesnenin kaybolması kişinin kendinden aldığı güçle hayata devam edebilme sistemini aktive edebilir.



     



                Çoğu zaman kişi bu süreçte kendi olmanın zorluğunu yaşamak yerine, benzer işlevlere sahip başka birini hayatına sokarak boşluğun dayanılmaz acısını dindirmeye çalışır. O zamana kadar da boşluğu hissetmemek için alış veriş, yemek yeme, riskli davranışlarda bulunma, ani kararlar alıp değişik etkinlikler yapma gibi eylemler sergileyerek yalnızlığın zeminindeki boşluğu yok saymaya ve bu eylemlerle içinde bulunduğu anı yaşamaya çalışır. Bu şekilde eylemlerde bulunan ve sonrasında kaybettiğine benzer bir nesne bulup ona bağlanarak hayatta mutlu olacağını düşünen kişiler, hayatı boyunca benzer terk edilme depresyonları yaşayacaktır.



                Çünkü kendine yetebilme ve kendinden aldığı güçle yarınlara kalabilmek için kişinin ayrılma sürecindeki boşlukta bir müddet kalması ve acının, yalnızlığın olduğu o duyguda kişiliğini bir başkasına bağlanmadan yapılandırabilmesi gerekmektedir. Kişiliğin inşa edildiği bu süreci, çoğunlukla bir psikoterapistten yardım alarak insanların atlattığı görülmektedir. Bu süreç kişinin çocukluk döneminde yarım kalan ayrışma ve bireyleşme becerisini tamamladığı, kendilik yapısını olgunlaştırdığı ve yaşamını tekrardan inşa ettiği bir dönem olmaktadır.  



     



                Bir örnekle açıklayacak olursak ; Anne karnında yaşayan çocuk için her şey yolundadır, beslenme anneden karşılanır, oksijeni sıvı halde alır. Aslında cennet bahçelerinden bir bahçedir anne karnı. Belli bir olgunluğa eriştiğinde dünyaya gelir ve anne karnındayken karşılamış olduğu ihtiyaçları doğduktan sonra daha farklı şekillerde karşılamak zorunda kalır. Anne karnındayken sıvı oksijen alarak solunum yapan çocuk doğduktan sonra ilk kez havayı içine çeker ve ciğerlerini şişirerek normal solunum sistemini devreye sokmuş olur. Bu örnekte sadece solunum yapma davranışına bile baktığımızda çok şey görmek mümkündür. Bebek büyüme ve kendine yetebilirliği arttığı oranda fizyolojik olarak kendi sistemini devreye sokar. ilk nefes aldığında ciğerlere çektiği havadaki oksijen, hava keseciklerini yakar ve bebeğe çok acı verir. Zor olmasına rağmen yaşanması gereken bir durumdur çocuğun anneden bağımsız bir şekilde hayatını sürdürebilmesi ve hayati fonksiyonlarını devam ettirebilmesi için. Aslında ayrılıkta yaşadığımız boşluk duygusuyla baş etmek ile çocuğun ciğerlerine hava çekmenin acısına dayanması benzer durumlardır. Sıvı oksijenle beslenmenin rahatlığı, yaşamanın gereklerinin bir başkası tarafından optimal düzeyde karşılanmasıyla anlaşılabilirken; başka bir insana bağlanıp onun gözlerinde mutluluğu arıyor olmakta da, hayatta mutlu olmanın sorumluluğunu başkasına vermenin rahatlığı vardır diyebiliriz. İki durumda da olgunlaşmayla beraber ortaya çıkan, kendine yetebilmenin zorluğu yaşanmaktadır.  



     



                Boşluğa düşen kişinin öncelikle duygularını ve düşüncelerini fark etmesi önemlidir. Yaşanan depresyon kişiye çok acı veriyor olsa da kendiliğini inşa etme sürecinin başlangıcı olduğu için gerekli bir süreçtir. Kendiliği inşa etmek kişinin kendini tanıması ve bu zamana kadar önem vermediği taraflarını fark etmesiyle  başlar. Keyif aldığı, üretken olduğu, yetenekli olduğu yaşam alanlarını görmesi ve hayatına taşımasıyla devam eder. Her şeye ve herkese rağmen, var olabilmenin zorluğu ve sorumluluğuyla hayatını sürdürebilmeyi öğrenerek mesafe kat eder. Hayatın içinde olumlu ve olumsuz yaşantıların olabileceğini kabul eden kişi, artık daha tutarlı ve sürdürülebilir bir hayat yaşamaya başlayacak; kendisiyle, karşısındaki insanla ve hayatla daha güvenli bir ilişki sürdürmeye çalışacaktır. Yaşayabileceği olaylar ve karşılaşabileceği durumlar beklentileri dahilinde olacağı için ciddi hayal kırıklıkları ve incinmişlikler yaşamayacak; huzurlu, mutlu ve dingin bir hayata yelken açmış olacaktır.



     



                  Şanver YEREBAKAN



    Psikolojik Danışman / Psikoterapist



     



     



     




    YAZARA AİT DİĞER YAZILAR


    Pandas sendromu
    2023-03-02 00:00:00 tarihin de eklenmiş ve 12572 kişi tarafından okunmuştur.

    Çocuklarda Dil Gelişimi
    2016-01-21 11:04:26 tarihin de eklenmiş ve 141061 kişi tarafından okunmuştur.

    EVLİLİK ÇIKMAZI VE BOŞANMANIN ÖNÜNE GEÇME
    2015-04-03 14:24:25 tarihin de eklenmiş ve 187648 kişi tarafından okunmuştur.

    Çocuklar Şiddeti Nasıl Öğreniyor?
    2015-03-16 13:24:31 tarihin de eklenmiş ve 186431 kişi tarafından okunmuştur.

    Çocuklarda Benlik Algısı ve Etiketlenme
    2015-01-05 10:52:01 tarihin de eklenmiş ve 192438 kişi tarafından okunmuştur.

    Kardeşim Bu Evden Ne Zaman Gidecek Anne?
    2014-11-10 11:45:14 tarihin de eklenmiş ve 197310 kişi tarafından okunmuştur.

    Eyvah! Çocuğum Okula Gitmek İstemiyor
    2014-08-31 23:16:34 tarihin de eklenmiş ve 203260 kişi tarafından okunmuştur.

    İLK GECE KORKUSU
    2014-08-20 00:00:00 tarihin de eklenmiş ve 208657 kişi tarafından okunmuştur.

    Ergenlik Dönemindeki Bireyle Yaşamak Üzerine
    2014-07-02 23:39:04 tarihin de eklenmiş ve 209511 kişi tarafından okunmuştur.

    EYVAH BOŞALIYORUM!!!
    2014-05-14 13:42:17 tarihin de eklenmiş ve 219297 kişi tarafından okunmuştur.

    Çocuğunuz Nasıl Bir Yetişkin Olsun İstiyorsunuz?
    2014-04-14 14:28:25 tarihin de eklenmiş ve 219801 kişi tarafından okunmuştur.

    Doğru İletişim
    2014-03-20 09:30:52 tarihin de eklenmiş ve 277135 kişi tarafından okunmuştur.

    Çoklu Zeka Kuramı ile Gelen Mutluluk…
    2014-03-18 15:49:20 tarihin de eklenmiş ve 223652 kişi tarafından okunmuştur.

    Güvenli Bağlanmanın Dayanılmaz Keyfi
    2014-03-11 10:15:17 tarihin de eklenmiş ve 205068 kişi tarafından okunmuştur.

    Çocuksu Samimiyetlere İhtiyacımız Var
    2014-02-10 12:28:06 tarihin de eklenmiş ve 229254 kişi tarafından okunmuştur.

    Onlar Susuyor Ama Siz Susmayın!
    2014-01-29 01:38:36 tarihin de eklenmiş ve 210801 kişi tarafından okunmuştur.

    STRES NEDİR ? BAŞETME YOLLARI NELERDİR ?
    2014-01-13 00:00:00 tarihin de eklenmiş ve 212427 kişi tarafından okunmuştur.

    Özgüveni Eksik Birey Yetiştirmek Emek İster!…
    2014-01-05 20:57:06 tarihin de eklenmiş ve 234540 kişi tarafından okunmuştur.

    Siz Okursanız Onlar da Okur!
    2013-12-29 14:26:07 tarihin de eklenmiş ve 215733 kişi tarafından okunmuştur.

    Haydi Anne-Babalar Oyuna!
    2013-12-01 21:14:07 tarihin de eklenmiş ve 239182 kişi tarafından okunmuştur.

    Televizyon çocuklarımızın efendisi mi? Kölesi mi?
    2013-11-24 23:52:00 tarihin de eklenmiş ve 219856 kişi tarafından okunmuştur.

    Otizmli Bir Çocuğun Annesi Olmak…
    2013-10-28 23:23:39 tarihin de eklenmiş ve 244747 kişi tarafından okunmuştur.

    Yine kan emiciler
    2013-10-28 10:55:39 tarihin de eklenmiş ve 227948 kişi tarafından okunmuştur.

    CİNSEL MİTLER (CİNSEL EFSANELER)
    2013-10-23 10:24:20 tarihin de eklenmiş ve 250302 kişi tarafından okunmuştur.

    Terkedilme Depresyonu !!!
    2013-10-22 00:00:00 tarihin de eklenmiş ve 224621 kişi tarafından okunmuştur.

    Doğa ve Çocuklarımız
    2013-10-21 12:14:01 tarihin de eklenmiş ve 225904 kişi tarafından okunmuştur.

    KADIN CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU
    2013-09-24 00:00:00 tarihin de eklenmiş ve 253698 kişi tarafından okunmuştur.

    Çocuklar için Hızlı ve Etkili Öğrenme
    2013-08-27 11:29:13 tarihin de eklenmiş ve 232626 kişi tarafından okunmuştur.

    Sınav Kaygısı !!
    2013-06-08 00:00:00 tarihin de eklenmiş ve 237165 kişi tarafından okunmuştur.

    Kime Anlatayım?
    2013-04-23 22:14:28 tarihin de eklenmiş ve 246937 kişi tarafından okunmuştur.

    Erken Boşalma
    2013-03-28 00:00:00 tarihin de eklenmiş ve 271898 kişi tarafından okunmuştur.

    İletişim Prangalarından Kurtulmanın Yolu: EMPATİ
    2013-03-19 00:00:00 tarihin de eklenmiş ve 246568 kişi tarafından okunmuştur.

    Kim Suçlu
    2013-03-18 23:53:59 tarihin de eklenmiş ve 250323 kişi tarafından okunmuştur.

    Sonsuz Sabır
    2013-01-18 15:34:18 tarihin de eklenmiş ve 371216 kişi tarafından okunmuştur.

    Sosyal Fobinin Paradoksları
    2013-01-11 00:00:00 tarihin de eklenmiş ve 366688 kişi tarafından okunmuştur.

    Ya Fedakarlık Ya Ömür
    2013-01-09 01:22:06 tarihin de eklenmiş ve 371651 kişi tarafından okunmuştur.

    Noah’ın ZORu
    2012-12-26 00:49:13 tarihin de eklenmiş ve 381178 kişi tarafından okunmuştur.

    VAJİNİSMUS (VAJİNAKÜSMÜŞ)
    2012-12-11 00:00:00 tarihin de eklenmiş ve 400843 kişi tarafından okunmuştur.

    Duyu Fukaralığı
    2012-11-21 11:30:05 tarihin de eklenmiş ve 381372 kişi tarafından okunmuştur.

    Kim Korkar Evlilikten ?
    2012-11-11 00:00:00 tarihin de eklenmiş ve 377866 kişi tarafından okunmuştur.

    PANDAS
    2012-10-17 00:01:20 tarihin de eklenmiş ve 391258 kişi tarafından okunmuştur.

    LASBORİ’NİN Günlüğü
    2012-10-01 01:04:24 tarihin de eklenmiş ve 388007 kişi tarafından okunmuştur.

    Sesimiz var, fikrimiz yok !
    2012-09-14 01:20:31 tarihin de eklenmiş ve 389694 kişi tarafından okunmuştur.

    Kişiliğimizin Kalın Surları: SAVUNMALARIMIZ
    2012-09-06 23:21:30 tarihin de eklenmiş ve 387234 kişi tarafından okunmuştur.

    9. PDR Öğrenci Kongresi
    2012-08-05 00:00:00 tarihin de eklenmiş ve 465066 kişi tarafından okunmuştur.

    GERÇEK SINAV
    2012-05-21 23:52:33 tarihin de eklenmiş ve 397286 kişi tarafından okunmuştur.

    YAKAMOZ EFSANESİ
    2012-05-17 13:28:27 tarihin de eklenmiş ve 399112 kişi tarafından okunmuştur.

    HADDİNİ BİLMEME HASTALIĞI
    2012-05-09 00:00:00 tarihin de eklenmiş ve 403939 kişi tarafından okunmuştur.

    BİR KİTAP ve SONRASI
    2012-04-05 00:44:26 tarihin de eklenmiş ve 401810 kişi tarafından okunmuştur.

    Gökten Yağan Pamuk
    2012-03-04 21:04:50 tarihin de eklenmiş ve 406839 kişi tarafından okunmuştur.

    Copyright © Turkpdr.com | 2010 | Bu sitede yer alan içerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz ve yayınlanamaz    |   Bizimle Çalışmak ister misiniz?