Online Destek: On
Online danışmanlık
E-Mail Giriniz:  
Şifreniz         
  • Anasayfa
  • Haberler
  • Makale
  • Forum
  • Dosyalar
  • Yazarlar
  • İlanlar
  • Pano Yazıları
  • İletişim
  • Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?
    Evet giymesi gerekir % 19
    Hayrı giymemesi gerekir % 74
    Fikrim Yok % 6
    En Son Eklenen Fotoğraflar
    Tamamı >>
  • En Son Eklenen Videolar
    Tamamı >>
  •    
    Köşe Yazarları

    Buzdaki Adam / Muhammet TUNCA

    2013-11-21 00:21:31 - Bu haberi 302574 kişi okudu.
    Buzdaki Adam

    Ben yedi yaşındaki bir birinci sınıf öğrencisi olsam. Adımın herhangi bir önemi olmasa. Size bir resim çizsem. Resmimde; kağıdımın üst kısmında renkli renkli bulutlar, orta kısmında belli belirsiz atılmış çizikler, sol alt köşesinde çocuk olduğu belli bir çöpten insan, çöpten insanın hemen altında uzun uzun çizilmiş yatay çizgiler ve bu çizgilere paralel uzanmış bir çöpten adam olsa ama diğerinden daha büyük. Bu yatay konumdaki çöpten adamım kendisinden daha büyük bir dikdörtgenin içinde olsa acaba benim sizlere ne anlatmak istediğimi anlayabilir misiniz?


    ….


    ….


    ….


    Yeteri kadar düşündüyseniz  ve cevabı bulduysanız sorun yok. Ola ki cevabı bulamadıysanız. Çizmiş olduğum bu şaheserin ne anlatmak istediğini paylaşayım da merakta kalmayın.


     


    Öncelikle unutmayın ben yedi yaşında bir çocuğum. Çizimim çok güzel olmak zorunda değil. Anlattıklarıma gelince, acımasız dünyamızın tüm mantıksızlıkları, anlaşılmazlıkları nispetinde mantıksız olabilir. Sözlerim doğru seçilememiş de olabilir. Ancak önemli olan da bu değildir. Sizden istediğim; sizlere göre küçük, bana göre ise engin dünyamdan bir şeyleri paylaşırken bana kulak vermeniz.


     


    Resim kağıdımın en üst köşesine bulutlar koydum; çünkü bulut çizmek çok kolay, kalemi düzgün tutmama bile gerek kalmıyor. Yuvarlaklar çizmem yeterli. Resim kağıdımın ortalarına belli belirsiz atılmış çizikleri gökyüzünden yere düşen kar tanelerini anlatıyor. Resim kâğıdımın sol alt köşesine çizdiğim küçük çöpten insan daha önce de söylediğim gibi bir çocuk. Ve o çocuk benim. Hemen altta çizdiğim yatay çizgiler bir dere veya nehir. Bu nehrin içinde nehre paralel uzanan çöpten insan yetişkin bir adam.  O adam da benim babam. Babamın içinde bulunduğu büyük dikdörtgen ise bir buz kalıbı. Ve biliyor musunuz! Babam o buz kalıbını kırıp dışarı çıkacak. Yani buzdaki adam özgür kalacak.


     


    Yaptığım resmi sizlere anlattım. Peki sizce yaptığım resim ve anlattıklarımdan ne anladınız. İçinizden küçük bir veledin saçmalıkları mı dediniz. Bu konuda anlaşmıştık. Bir çocuk olarak düşüncelerimin size göre saçma, mantıksız olabileceğini söylemiştim.


     


    Neden resim çizdim ve resmim sizlere anlattım biliyor musunuz? İşin doğrusu anne babaların çocuklarını dinlemeyi zaman kaybı gibi algıladığı bir toplumda kendimi ifade etmemin bir başka yolunu bulamadığım için resim çizmeyi tercih ettim. Belki bir refleks olarak, bilinçdışı bir tavır olarak.


                                                                        …..


                                                                        …..           


                                                                        …..


    Bir çocuk gelip biz yetişkinlere böyle bir resmini gösterse ilk tepkimiz genellikle “aferin çok güzel olmuş” demenin ötesine geçmiyor. Peki bir çocuğun kendisini ifade etmesinin en kolay yolunun resim çizmek olduğunu biliyor musuz?


     


    Bir gün bir öğrencim yukarıda anlattığım resmini alıp bana geldi. Önce hem bir yetişkin hem de bir öğretmen olarak, öğrencimin de hevesini kırmama arzusuyla “Aferin çok güzel olmuş.” Dedim ve sırasına yolladım. Hemen ardından bir öğretmen olarak misyonum aklıma geldi. Öğrencilerim, çocuklar, sadece resim yapmış olmak için resim yapmıyorlar. Yaptıkları her resimle bizlere gizledikleri sırlarını fısıldıyorlar. Bunu anlamak bize kalıyor.


     


    Aynı öğrencimi tekrar yanıma çağırdım ve resmini anlatmasını istedim. Resmin bana en ilginç gelen tarafı, buzun içindeki adam oldu. Buzun içindeki adam bir şifreydi. Buzun içindeki adamın buzun içinde ne işi olduğunu sorduğumda alabildiğim tek cevap buzun içindeki adamın bir gün buzdan kurtulacağı oldu. Bunun üzerine saatlerce düşündüm acaba adamın buzun içinde ne işi vardı. Bunu araştırmaya karar verdim. Ulaştığım sonuç beni çok şaşırttı. Öğrencim bir mahkum çocuğuydu. “bu adam neden buzun içinde diye sorduğumda cevap alamamamın nedeni belki de buydu. Belki de öğrencim babasının  mahkum olmasında utanç duymayı öğrenmişti, belki de bu konuyu açmak istemeyen bir yetişkin gibi  davranmak istemişti.


     


    Önemli olan nokta; bütün bunların ötesinde bir çocuğun bilinçaltındaki veya zihninin açıklarına demirlemiş düşüncelerini biz yetişkinlere, bir şekilde anlatmak isteği içinde oldukları.


     


    Çocuklar, bizim onlara sergilediğimiz davranışlara göre ya kapalı kutu olurlar ya da kaba tabirle “dilli düdük” olurlar. Konuşmaları, kafa şişirdiği gerekçesiyle sık sık sekteye uğratılır belki ama iyidir, normaldir. Bu arada kendilerini ifade fırsatı bulurlar. Sosyalleşirler, hayata daha kolay tutunabilirler. Peki kapalı kutu olanları ne yapacağız.


     


    Nitekim en başta bahsettiğim öğrencim tam olarak bir kapalı kutu örneğidir. Böyle bir çocuğu sosyalleştirmenin yolu bu çocuğun içinde sakladığı hazineleri keşfetmekle mümkün olur. Bu da düşüncelerine ulaşmayı gerektirir.


     


    Peki konuşmayan bir çocuğun düşüncelerine nasıl ulaşabilirsiniz?


     


    İşte burada çocuğun yaptığı resimler devreye girer. “Kendisini ifade etmeyen çocuk” diye bir şey yoktur. “Kendisini farklı yollarla ifade eden çocuk” vardır. Bunu anladığımız anda konuşkan olsun olmasın, resim çizsin çizmesin her çocuğun bir şekilde kendini ifade ediyor olabileceğini bilir hale geliriz.


     


    Çocuklara olan bakışımız da bu bahsettiklerimiz doğrultusunda farklılaşmaya başlar. Şiddet gösterisiyle bir çocuğun, dikkat çekmek çabasında olduğunu ve belki de ilgi açlığının şiddete eğilime dönüştüğünü görebiliriz. Sunucunda da sadece çocuklarımıza yüklenme gafletini terk ederiz.


     


    Belki de İçine kapanık bir çocuğumuzun sessiz çığlıkları arasından şu kelimeleri çıkarmayı başarabiliriz… “beni dövme artık.”  


     


    Aşırı ilgimizle veya körlük derecesindeki ilgisizliğimizle, kum torbası muamelelerimizle, aşırı baskılarımızla, anlayışsızlıklarımızla, en önemlisi anlama çabasında bile bulunmamamızla; geleceğimiz olarak nitelendirdiğimiz çocuklarımızı, kendi geçmişimize gömmekten vazgeçmenin vakti gelmedi mi sizce!!!


     


    Çocukları anlamak isterseniz, onlar kendilerini size anlatmaya dünden hazırlar zaten. Bunu artık görmenin vaktidir diye düşünüyorum.


     


    Saygılar…..



    YAZARA AİT DİĞER YAZILAR

    Muhammet TUNCA
    Kalemin Diliyle Sevgi
    2011-09-18 01:17:16 tarihin de eklenmiş ve 302465 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Ağlama Sen Anne, Bırak Bizi Unutan Dünya Ağlasın
    2011-08-21 22:15:46 tarihin de eklenmiş ve 302844 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    İçimizdeki Deniz 2
    2011-07-14 23:08:38 tarihin de eklenmiş ve 302592 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    İçimdeki Deniz
    2011-06-10 21:00:52 tarihin de eklenmiş ve 302620 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    DELİ SUYU
    2011-04-25 21:25:51 tarihin de eklenmiş ve 302897 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Baba boyun kaç karış?
    2011-03-16 22:40:28 tarihin de eklenmiş ve 303000 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Mektup
    2010-12-20 23:45:39 tarihin de eklenmiş ve 302899 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Güvercin Terbiyecisi
    2010-11-11 01:07:34 tarihin de eklenmiş ve 302682 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Hüzün Perisi
    2010-11-11 01:06:21 tarihin de eklenmiş ve 302819 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Hazine
    2010-11-11 01:05:07 tarihin de eklenmiş ve 302627 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Kendini Sevebilmek
    2010-11-11 01:03:56 tarihin de eklenmiş ve 302617 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Buzdaki Adam
    2010-11-11 00:58:59 tarihin de eklenmiş ve 302575 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Mutlu Kalmayı Başarmak
    2010-11-11 00:58:12 tarihin de eklenmiş ve 302706 kişi tarafından okunmuştur.
    Muhammet TUNCA
    Yalıtılmış Bir Çocukluk
    2010-10-11 14:44:43 tarihin de eklenmiş ve 302805 kişi tarafından okunmuştur.

    Copyright © Turkpdr.com | 2010 | Bu sitede yer alan içerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz ve yayınlanamaz    |   Bizimle Çalışmak ister misiniz?